TEXSUM'5, TEKSTİL VE HAZIRGİYİM SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNE IŞIK TUTTU
"Tekstil'in Dünü, Bugünü, Yarını” temasıyla bu yıl 5'inci kez düzenlenen TEXSUM Tekstil Zirvesi, tekstil sektörünün geçmişten bugüne geçirdiği dönüşümü ve geleceğe dair öngörüleri odağına aldı.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ev sahipliğinde BUÜ Tekstil Mühendisliği Topluluğu tarafından; Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) iş birliğiyle beşinci kez düzenlenen TEXSUM Tekstil Zirvesi, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde sektör temsilcileri, akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
Zirvenin açılış konuşmasını BUÜ Tekstil Mühendisliği Topluluğu Başkanı Selin Molla yaparken; BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Akpınar, Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Kut da etkinlikte yer aldı. UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin ve UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir ile sektörün önde gelen temsilcileri ve öğrenciler, TEXSUM'5'te bir araya geldi.
“Üretim gücümüz ve inovasyona açık yapımızla zorlukların üstesinden geliyoruz”
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen “Türkiye Tekstil ve Hazır Giyim Sektörünün Bugünü, Geleceği ve Sürdürülebilirlik Yolculuğu” başlıklı panelde UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, EİB Kordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, İMA Yönetim Kurulu Başkanı Jale Tunçel ile DENİB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Memişoğlu konuşmacı olarak yer aldı.
Panelin moderatörlüğünü üstlenen UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektöründe stratejik bir konuma sahip olduğunu vurguladı. Engin, “Yılda 2 trilyon 600 milyar TL'lik yurt içi ekonomik değer üreten bu sektör, 29 milyar doları aşan ihracatıyla Türkiye'nin en büyük üçüncü ihracatçı sektörü konumunda. Avrupa'nın en büyük ikinci tedarikçisiyiz. Bu başarıyı nitelikli insan kaynağı, güçlü lojistik altyapı, hızlı üretim kabiliyeti ve entegre imalat yapımızla sağlıyoruz. Savaşlar, jeopolitik krizler ve ekonomik dalgalanmalar sektörümüzü daha esnek, daha çevik ve daha hızlı karar alan bir yapıya dönüşmeye zorluyor. Ancak hem üretim gücümüz hem inovasyona açık yapımızla bu zorlukların üstesinden gelebileceğimize inanıyorum.” şeklinde konuştu.
“Türkiye, entegre üretim altyapısıyla öne çıkıyor”
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye'nin tekstil ve hazır giyimde altyapısını tamamlamış, entegre yapıya sahip sayılı ülkelerden biri olduğuna dikkat çekti. Sertbaş, “Sektörümüz, tasarım gücü ve yenilikçiliğiyle fark yaratıyor, tasarım odaklı üretimimizle rekabeti sürdürüyoruz.” dedi.
“Yüksek ihracat değeriyle rekabetçi bir yapıya sahibiz”
DENİB Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Memişoğlu, sektörün düşük maliyetle yüksek istihdam yaratabilen nadir alanlardan biri olduğunu belirtti. “Zorlu ekonomik koşullara rağmen ihracatta rekabetçi yapımızı koruyoruz. Kilogram başına ihracat değerimiz oldukça yüksek. Bu yapıyı korumak ve sürdürülebilir kılmamız önemli ancak sürekli vurguladığımız sürdürülebilirlik kavramı yalnızca çevresel faktörleri değil, firmaların kendi sürdürülebilirliğini de kapsamalı.” ifadelerini kullandı.
“Sertifikalı üretim sektöre değer katıyor”
Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye'nin tekstil bilgi birikimiyle rakiplerinden ayrıştığını söyledi. Eskinazi, “Tekstil sektörü, günübirlik değil uzun vadeli yatırımla gelişen bir alandır. Türkiye pamuk üretiminde de ciddi bir potansiyele sahip. Bu kaynakları sertifikalı üretimle değerlendirerek ürünün değerini artırmak mümkün. Bugün sektörde belgesiz üretim yapan işletme neredeyse kalmadı.” dedi.
“Markalaşma yerelden başlayıp globale açılmalı”
Tekstil sektöründe markalaşmanın stratejik bir gereklilik olduğunu vurgulayan UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, “Türkiye, üretim gücüyle öne çıkıyor. Ancak bu gücümüzü markalaşma ile desteklemeliyiz. Özellikle değişen yaşam tarzlarının ihtiyaç duyduğu alanlara odaklanarak pazarda boşlukları yakalayabiliriz. Marka olma sürecinde yerelde sağlam bir yapı kurulmalı, ardından globale açılım yapılmalı. Bugünün teknolojik imkanları, yapay zeka ve tasarım araçları bu süreci destekliyor.” dedi.
“Markalaşma yolculuğu, stratejik zincir tercihleriyle şekillenir”
İMA Yönetim Kurulu Başkanı Jale Tunçel ise sürdürülebilir markalaşmanın temel koşullarına değindi. Tunçel, “Sermayeniz ve müşteri portföyünüz olabilir ama mevzuata uyum sağlamıyorsanız sürdürülebilir bir iş modeli oluşturamazsınız. Marka olma sürecinde tedarik zinciri ve değer zinciri arasında doğru tercihleri yapmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Zirve, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muzaffer Turgut Kayhan'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Tarladan Rafa: Pamuğun Sürdürülebilir Yolculuğu” paneliyle devam etti. Ardından “Türk Tekstil Sektörünün Global Dünyadaki Yeri ve Sürdürülebilirliği”, “Hohenstein Sürdürülebilirlik Adımları ve Hohenstein Çözümleri” başlıklı oturumlar ile sürdürülebilir üretim ve uluslararası standartlar masaya yatırıldı. Zirve, “Tekstil Mühendislerinin Perspektifinden Sektörün Geleceği” paneli ile son buldu.