02.04.2019

Sn. Pınar Taşdelen Engin, Bursa Textile Show

Hepinizi şahsım ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliğimiz adına saygıyla selamlıyorum.

Ben bugün hem Bursa hem de Türkiye tekstil sektörünün başarılı geçmişinden söz edip yine aynı şekilde başarılı bugünü ve geleceği için yürüttüğümüz çalışmalar ve dünyadaki gelişmeler ile ilgili sizlere bazı bilgiler sunmak istiyorum.

Sektörümüzle ilgili değerlendirmeler yaparken her konuda olduğu gibi bu konuda da geçmişteki başarılarımızı gözümüzde canlandırmak, geçmişi unutmamak gerekir diye düşünüyorum.

En az 3000 yıllık bir tarihe sahip olan sektörümüz çok engin bir maziye dayanıyor. Anadolu, özellikle Bursa ilimiz, Doğu ve Batı arasındaki ticari ve ekonomik ilişkinin bir atardamarı gibi, bir köprü gibi yüzyıllarca önemini korudu. Bu bağlamda özellikle Bursa tekstil sektörümüz de Çin ve Hindistan gibi merkezler ile Orta Doğu'da İran gibi ülkelerle ve ayrıca son 2 yüzyılda Avrupa'da İtalya ve İngiltere ile hem yoğun rekabet içinde hem de yoğun ticari işbirlikleri içinde oldu.

Bu inişli çıkışlı tekstil tarihimizde karşılaştığımız zorlu dönemeçleri hep daha iyisini başararak atlatmayı başarmışız.

Örneğin bir dönem 18.Yüzyılda Hindistan'dan gelen pamuklu dokumaların Anadolu'ya yayıldığı ve aranan bir kumaş türü haline geldiği ancak bu etkinin fazla sürmediği ve Anadolu'daki dokuma ustalarının daha iyisini üreterek eski güçlerine kavuştuklarını görüyoruz.

19. Yüzyılda, tekstil ürünleri bakımından bu kez yeni üretim teknikleri geliştiren Batı'dan gelen bir ürün akışı ile karşılaşmışız fakat bu dönemde tekstil sektörümüzü ayakta tutan, başta pamuk olmak üzere tekstil hammaddelerinin üretimi ve işlenmesi oldu.

Cumhuriyet sonrası tekstil fabrikalarımızın artması ile yeniden canlanan sektörümüzün esas büyük yükselişi ise 1980'ler ile birlikte ihracata dönük sanayileşme hamlesi ile oldu. 1980 ve 1990 larda altın çağını yaşayan ve hızla büyüyen sektörümüz 2000'lerde Çin'in ani yükselişi karşısında bir süre zorluk yaşasa da yine zorlukların arasından güçlü şekilde yükselmeyi başarmıştır.

İşte bu son dönemdeki hamlemizin mimarlarından, BTSO Başkanı ve Birliğimizin 2006-2018 dönem Başkanı Sayın İbrahim Burkay'a da bu vesileyle Bursa ve Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörlerine olan değerli katkıları için huzurunuzda teşekkür etmek isterim.  

Zorlu ekonomik şartlara rağmen önemli gelişmeler kaydettiğimiz 2018 yılını ülke olarak 168 milyar dolar ihracat ile tamamladık. Tekstil ihracatımız da %5 artış ile 8,5 milyar dolar oldu.

Ülkemizin ilk 1000 ihracatçısı arasında 162 adet hazır giyim ve 69 adet tekstil firmamız bulunuyor (2017). Bugün ülkemiz ekonomisinde üreticisiyle ihracatçısıyla yaklaşık 1 milyon istihdam sağlayan dev bir sektörüz.

Tekstil sektörümüzün başarılı alt sektörlerinden olan giyimlik kumaşlar sektörümüzde yıllık ihracatımız yaklaşık 3,5 milyar dolar ve dünya pazar payımız yaklaşık %3,5. Giyimlik kumaşlarda Türkiye olarak kilogram başına ortalama ihracat değerimiz 8 dolar. Bursa ilimizin giyimlik kumaş ihracatında ortalama kilogram değeri ise 12,5 dolar.

Giyimlik kumaşlarda biz Bursa ihracatçıları örnek olarak Arjantin'e 31 dolardan, Hong Kong'a 29, Japonya'ya 26 Meksika'ya 24 ve Portekiz'e 20 dolardan mal sattık.

Artık sadece bir pazara odaklanmış değil, dünyanın tamamını pazar kabul eden bir anlayışa sahibiz. 2018 yılında ülkemiz tam 193 ülke ve bölgeye tekstil ihracatı yaptı. Diğer yandan Türkiye tekstil sektörü sadece pazar çeşitlendiren değil, ürün çeşitlendiren bir konuma da yükseldi. İşte bütün bu olumlu gelişmelerin altında yatan nedenlerin en önemlilerinden biri de Ar-Ge tasarım ve inovasyon kültürünün, yapılan çalışmalarla ülkemizde de yaygınlaşmış hale gelmesi.

Tekstilin, tasarım ve yeniliklere her zaman açık bir sektör olmasını sektörün güçlü yanlarından birisi olarak iyi değerlendirmemiz gerekiyor.

Sektörün küresel rekabet ortamında öne çıkabilmesi için Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma konularına özel önem vermeye devam etmemiz şart.


Azalan doğal kaynaklar ve artan dünya nüfusu nedeniyle kaynakların etkin kullanımı bütün sanayi kollarında uygulanması gereken bir politika haline geldi. Teknolojik, ekolojik ve sosyal değişimler, ihtiyaç normlarında da değişim meydana getirdi ve endüstrilerin sürdürülebilir ve çevreci stratejilere yönelmesi gerekliliği ortaya çıktı.

Biz de Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak Giyimlik Kumaşlar sektörümüzün, ekolojik üretime odaklanmasını istiyoruz. Çünkü üretim süreçlerimizin daha çevre dostu ve küresel normlara uygun olması ile dış ticaret gelirlerimizi artırmamız mümkün. 

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak bizler, değişimi yakalamak ve bu sürecin içinde liderlerden biri olmak istiyoruz.

Tekstil sektörümüz hazır giyim ile bir bütün olarak tarihte olduğu gibi yine Türkiye ekonomisinde en fazla dış ticaret fazlası veren (2018 yılında 15 milyar dolar dış ticaret fazlası) ve en fazla istihdam (1 milyon doğrudan 2 milyon dolaylı sektörlerle birlikte) oluşturan sektör niteliğiyle ekonomimizin taşıyan ana sektörlerin başında yer alıyor. Sektörümüz ile ne kadar gurur duysak azdır.

Ticaret Bakanlığımız, BTSO ve UTİB işbirliği ile bu hafta ikincisini düzenlediğimiz Bursa Textile Show'da, 40 tan fazla ülkeden gelen yaklaşık 400 yabancı alıcı ile ihracatçılarımızı buluşturuyoruz. Fuarımızda 90 civarında firmamız 2020 koleksiyonlarını sergiliyorlar. Tekstilin kalbi olan Bursamızda yine hep birlikte büyük bir organizasyon gerçekleştiriyoruz.

Küresel ekonomide ve dünya siyasi konjonktüründeki zorluklara rağmen bizler yine problemlerin arasındaki fırsatları yakalamak için başarılı çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. Tüm katılımcılara verimli bir fuar geçirmelerini diliyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.